Kalıntıların Ötesinde // Beyond the Remains

Kalıntıların Ötesinde // Beyond the Remains

16.04.2021 – 20.04.2021

Artist

Sinem Dişli

Martch Art Project is hosting Sinem Dişli’s exhibition ‘Beyond the Remains’ within the scope of SENKRON’s‘ Synchronous Video Exhibitions’.

With this exhibition, Martch Art Project is presenting a selection of works from Sinem Dişli’s decade-long work on Urfa, the city where she was born and raised. The artist investigates the interrelation between structures which we define as living beings and their surroundings through fields such as archaeology and geology; observes time and space as well as the cycles and processes in between these notions by looking at the natural and cultural landscape of Mesopotamia. She provides multifaceted depictions regarding the region; from narratives about the relationship between the locals and the caves that once functioned as their homes from which they were evacuated for touristic purposes, to narratives about the perception of components such as hills, stone and water. A talk on the exhibition of Sinem Dişli, with the participation of Ömür Harmanşah who is an architectural historian, a landscape archaeologist and Associate Professor of Art History at the University of Illinois at Chicago, will take place concordantly with the exhibition through Instagram at 18.00 on April 17, Saturday.

Martch Art Project, SENKRON ‘Eş Zamanlı Video Sergileri’ne Sinem Dişli’nin ‘Kalıntıların Ötesinde’ sergisiyle katılıyor.

Bu sergi ile Martch Art Project, Sinem Dişli’nin doğup büyüdüğü şehir Urfa ve Fırat üzerine son on yılda yaptığı çalışmalardan bir seçki sunuyor. Sanatçı canlılar olarak tanımladığımız yapıları ve çevresi arasındaki ilişkiyi arkeoloji ve jeoloji gibi alanlar aracılığıyla derinlemesine inceliyor; zaman ve mekanı, aralarında teşekkül eden döngü ve süreçleri; Mezopotamya’nın doğal ve kültürel peyzajına bakarak gözlemliyor. Bölgeye dair hikayelerle, gerek turistik amaçla kullanılabilmesi adına tahliye edilen halkın sabık ikametgâhları olan mağaralarla temasına, gerekse bölgedeki tepeler, taş ve su gibi bileşenlerin algısına dair anlatılardan çok yönlü kesitler sunuyor. 17 Nisan Cumartesi günü saat 18.00’de Dişli’nin ve mimarlık tarihçisi, peyzaj arkeolojisi alanında uzman ve Chicago’da Illinois Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Doçent Doktoru Ömür Harmanşah’ın katılımıyla sergi üzerine bir konuşma gerçekleşecektir.

Kalıntıların Ötesinde / Beyond the Remains

Bazalt Fabrika / Basalt Factory

Urfa, Türkiye / Urfa, Turkey

2019

HD Video, 2 kanallı video yerleştirme / 2 Channel Video Installation

08.02 dk. /  min.

Geologically speaking, northern Urfa is composed of basalt and southern Urfa of limestone. While basalt is a volcanic rock of lava coming from the eruption of the volcano, Karacadağ; limestone is made up of skeletal fragments of marine organisms. Both of these formations, black and white respectively, scatters around and put into numerous daily uses from the making of pavements to tombstones. Tracing these substances that constitute the natural and cultural landscape of Urfa, I ended up in quarries. In utilizing these materials, one had to go underground. The earth was unearthed and the mountains were punctured. Mounds became hollows and hollows in turn created mounds. The stone processing today is quite technical and practical. The advanced equipment makes easier and faster to transform a rock once belonged to earth, into a commodity. Thus, one wonders, how the basalt was processed in Göbekli Tepe in 12.000 years ago? How did stone and water acted together? This video was recorded in a basalt factory, after a massive piece rock excavated and arrived to processing. Two adjacent frames tell two different stories about the last reconnection of stone and water. As a sharp electric blade cuts through the rock with its full capacity, an aggressive splash of pressured water pours over it simultaneously to keep the dust away. In one hundred twenty frames per second recording, the association between rock and water is represented.

Jeolojik olarak kuzey Urfa bazalt, güney Urfa ise kalkerden oluşur. Bazalt, Karacadağ volkanik patlamalarından çıkan lavlardan gelen bir taştır. Kalker ise deniz organizmalarının iskelet parçalarından oluşan kalsiyum barındıran tortul bir kayaçtır. Sırasıyla siyah ve beyaz olan bu oluşumlar, etrafa yayılır. Kullanımları kaldırımlardan mezar taşlarına kadar pek çok gündelik yaşam alanına nüfuz etmiştir. Urfa’nın doğal ve kültürel peyzajını oluşturan bu kayaçların izini sürdüğümde kendimi taş ocaklarında buldum. Taşı kullanılır hâle getirmek için yer altına iniliyor, dağlar deliniyordu; höyükler oyuklara dönüşürken oyuklar da höyükleri oluşturuyordu. Bugün, taş işleme oldukça teknik ve pratiktir. Gelişmiş ekipmanlar, bir zamanlar doğaya/yeryüzüne ait olan bir kayayı bir ürüne/metaya dönüştürmeyi daha kolay ve hızlı hale getirir. Peki Göbekli Tepe’de 12.000 yıl önce bazalt taşı nasıl işleniyordu? Taş ve su nasıl beraber hareket ediyordu / nasıl bir etkileşim içindeydi? Bu video bir bazalt fabrikasında, yeraltından çıkarılmış büyük bir kaya parçası işlenmeye başladıktan sonra çekildi. Bitişik iki kanaldan ilerleyen video, taş ve suyun son kez bir araya gelişi üzerine iki farklı hikaye anlatıyor. Keskin bir elektrikli testere tam kapasitesi/tüm gücü ile kayayı boylu boyunca keserken, tozu uzak tutmak için kayanın üzerine sıkılan basınçlı su agresif bir şekilde etrafa sıçrıyor. Saniyede yüz yirmi kare kaydedilerek yapılan bu çekim, taş ve su arasındaki ilişkileri temsil ediyor.

Kalıntıların Ötesinde / Beyond the Remains - Sinem Dişli

Başkalaşım: Babil / Dissemblance: Babel

Urfa, Türkiye / Urfa, Turkey

2012–2015

HD Video, 4 Kanallı Video Enstalasyonu / 4 Channel Video Installation

10.38 dk. / min.

This four-channel video that presents Kızlar Tumulus, which is located in close proximity to the city centre of Urfa, was shot in the duration of four years, once a year in different seasons, from the same point of view. Containing various languages, daily conversations and mythical stories, this video installation observes in cycles the relationship of people with this hill. Around this hill, which was declared a first-degree archaeological site, the region undergoes a rapid transformation as the land is cultivated with the water supplied from the Euphrates and the stubble is burnt. Yet, the hill ceases to be a protected and forbidden site or a historical piece whose findings are sealed in a museum but rather keeps the organic bond with its surroundings alive as it is open to daily use by the people of the region, who do not care about its archaeological background and who only refer to it as “the mountain”.

Şehir merkezinin hemen yakınındaki Kızlar Höyüğü’nde geçen bu dört kanallı video, aynı noktadan farklı zamanlarda, yılda bir defa olmak üzere dört yıl boyunca çekildi. Farklı diller, günlük konuşmalar ve efsanevi hikayeler barındıran bu video yerleştirmesi, döngüler halinde insanların bu tepeyle ilişkisini gözlemliyor. Birinci derecede sit alanı ilan edilmiş bu tepede, Fırat kanallarından gelen sularla tarım yapılıp, anız yakılarak bölge, hızla transformasyona uğruyor. Fakat tepe korunan ve yasaklanan bir alan veya buluntuları müzeye kapatılan bir tarih ürünü olmaktan çıkıp, aynı zamanda tepenin arkeolojik bilgisiyle ilgilenmeyen yöre halkının günlük kullanımına açık olup, halkın sadece “dağ” diye tanımladığı, etrafıyla organik bir bağı yaşatmış oluyor.

Kalıntıların Ötesinde / Beyond the Remains

Yeniden Ziyaret / Revisit

Urfa, Türkiye / Urfa, Turkey

2012-2014

Video in loop, çeşitli boyutlarda / Video in loop, various dimensions

“Authorities resettled those who lived in these caves at the old city of Urfa to modern apartment buildings in order to enable use of these caves for touristic purposes. As a kid, we used to enter the caves that emerged as a result of excavation works that were carried out in order to fix the infrastructure of the city, only to be covered again immediately after, and we used to whirl continuously around ourselves without knowing why. I invited people who once lived in.”

“Yetkililer, Urfa’da eski şehir içindeki bu mağaraları turistik amaçlarla kullanmak için burada yaşayan halkı modern apartmanlara yerleştirdiler. Cocukluğumda şehir alt yapılarını düzenlemek amacıyla hemen kapatılmak üzere yapılan kazılarda çıkan benzer mağaralara girer, nedenini bilmediğimiz bir şekilde kendi etrafımızda sürekli dönerdik. Daha önce bu mağaralarda yaşayan kişileri eskiden yaşadıkları mağaralara davet ederek kendi etraflarında dönmelerini istedim.”